11. sınıf 1. ünite cümleleri
| A GAP YEAR | BOŞ BİR YIL |
| After graduating from the college, he prefers starting up his own business rather than waiting for the other companies to hire him. | Üniversiteden mezun olduktan sonra, diğer şirketlerin onu işe almasını beklemek yerine kendi işini kurmayı tercih ediyor. |
| After the high-speed transit tubes are completed, it will be the fastest, the cheapest and the eco-friendliest way of travelling. | Yüksek hızlı geçiş tüpleri tamamlandıktan sonra, en hızlı, en ucuz ve çevre dostu seyahat şekli olacaktır. |
| Application along with a CV and a photo should be sent to [email protected] by 24 March, 2018. Or you can send your application directly to Po. Box: 12158 | Başvurular, 24 Mart 2018 tarihine kadar özgeçmiş ve fotoğraf ile birlikte [email protected] adresine gönderilmelidir. Veya başvurunuzu doğrudan 12158 nolu prosta kutusuna gönderebilirsiniz. |
| Are there any questions you’d like to ask us? | Bize sormak istediğiniz sorularınız var mı? |
| Are you doing anything exciting this summer? | Bu yaz heyecan verici bir şey yapıyor musun? |
| Artificial intelligence (AI) is another field that Elon Musk is interested in. | Elon Musk'un ilgilendiği bir başka alan, yapay zeka (AI)dır. |
| As he believes that future jobs will be based on Internet, sustainable energy and space colonisation, he starts with his first online companies. | Gelecekteki işlerin internete dayalı olacağına inandığı için, ilk olarak sürdürülebilir enerji ve mekan kolonizasyonu, çevrimiçi şirketleri ile başlar. |
| Austin and his cousin have decided on the countries they are going to travel. | Austin ve kuzeni seyahat edecekleri ülkelere karar vermişlerdir. |
| Austin is flexible. | Austin esnektir. |
| Austin is imaginative | Austin yaratıcıdır |
| Austin is looking for a permanent job. | Austin kalıcı bir iş arıyor. |
| Austin is organized | Austin düzenlidir. |
| Austin is punctual | Austin dakiktir. |
| Austin knows the city very well. | Austin şehri çok iyi tanıyor. |
| Austin studies at Edinburgh College of Art. | Austin, Edinburgh Sanat Koleji'nde okuyor. |
| Austin thinks Tailynn’s future job will be tiring. | Austin, Tailynn’in gelecekteki işlerinin yorucu olacağını düşünüyor. |
| Austin thinks Tailynn’s future job won’t be tiring. | Austin, Tailynn’in gelecekteki mesleğinin yorucu olmayacağını düşünüyor. |
| Austin will be studying at university next year. | Austin gelecek yıl üniversitede okuyor olacak. |
| Available on request | İstek üzerine |
| Because just like Bill Gates and Stephen Hawking, Elon is afraid that AI will become smarter and give an end to the human life on earth. | Çünkü Bill Gates ve Stephen Hawking gibi, Elon, AI'nın daha akıllı hale gelmesinden ve dünyadaki insan yaşamına son vermesinden korkuyor. |
| Besides teaching English, I’ll help with games, school events and art activities as well. | İngilizce öğretmenin yanı sıra oyunlar, okul etkinlikleri ve sanat etkinliklerine de yardımcı olacağım. |
| But it is really worth it. | Ama o buna gerçekten değer. |
| Call Tailynn to give the news and talk about your future workday activities. | Haberleri vermek ve gelecekteki iş günü aktiviteleriniz hakkında konuşmak için Tailynn'i arayın. |
| Can you imagine who this person is? | Bu kişinin kim olduğunu hayal edebiliyor musunuz? |
| Certainly, these fears will not stop him from trying as he is a visionary man. | Elbette, bu korkular vizyon sahibi bir adam olduğu için uğraşmasını engellemeyecek. |
| Dear HSA Tours | Sevgili HSA Turları |
| Did you enjoy the work there? | Oradaki işten zevk aldın mı? |
| Discuss the pictures below in pairs. | Aşağıdaki resimleri çiftler halinde tartışın. |
| Do you think a gap year addresses an academic burnout? | Boşluk yılı akademik tükenmişliğe yönelik mi? |
| Do you think you’ll have a good time? | İyi vakit geçireceğini düşünüyor musun? |
| Elon is also known as the most popular space hero because he wants to develop new life areas for human beings on Mars. | Elon ayrıca en popüler uzay kahramanı olarak da bilinir, çünkü Mars'ta insanlar için yeni yaşam alanları geliştirmek istiyor. |
| Entrepreneurs do their best and never give up trying. | Girişimciler ellerinden gelenin en iyisini yapar ve asla denemekten vazgeçmezler. |
| Entrepreneurs work hard to be rich and famous. | Girişimciler zengin ve ünlü olmak için çok çalışıyorlar. |
| Everybody can name Bill Gates, Steve Jobs or Mark Zuckerberg as the most successful entrepreneurs of the 21st century. | Herkes 21. yüzyılın en başarılı girişimcileri olarak Bill Gates, Steve Jobs veya Mark Zuckerberg adını verebilir. |
| excellent oral and written communication skills | mükemmel sözlü ve yazılı iletişim becerileri |
| Fill in the chart with your summer plans. | Grafiği yaz planlarınızla doldurun. |
| For sure, this experience will provide me with valuable new skills that any school director will be impressed by. | Elbette, bu deneyim bana herhangi bir okul müdürünün etkileneceği değerli yeni beceriler kazandıracak. |
| For the first three months, I’m going to do a training course to become a ski instructor. | İlk üç ay boyunca, kayak eğitmeni olmak için bir eğitim kursuna gideceğim. |
| Guess who they are and what they are talking about. | Kim olduklarını ve ne hakkında konuştuklarını tahmin et. |
| Have you got any experience in this type of work? | Bu tür çalışmalarda herhangi bir deneyiminiz var mı? |
| He is Elon Musk, one of the most innovative entrepreneurs of our time. | Elon Musk, zamanımızın en yenilikçi girişimcilerinden biri. |
| He makes his fortune with these two companies and continues to make technological innovations. | Bu iki şirketle birlikte servet kazanmakta ve teknolojik yenilikler yapmaya devam etmektedir. |
| He thinks that in order to fight against global warming, we should use clean energy sources. | Küresel ısınmaya karşı mücadele etmek için temiz enerji kaynakları kullanmamız gerektiğini düşünüyor. |
| He thinks that one day we will have space based Internet, so he plans to launch 4,425 satellites to space (now it is only 4,000). | Bir gün alana dayalı İnternetimiz olacağını düşünüyor, bu yüzden uzaya 4.425 uydu fırlatmayı planlıyor (şimdi sadece 4.000). |
| He uses his money to make his science fiction dreams real. | Bilim kurgu hayallerini gerçeğe dönüştürmek için parasını kullanır. |
| He will drive long distances. | Uzun mesafeler sürecek. |
| He will work 7 days a week. | Haftanın 7 günü çalışacak. |
| He works on a transportation system called hyperloop as an alternative to planes, trains, boats or cars. | Uçaklara, trenlere, teknelere veya arabalara alternatif olarak hiperlope adı verilen bir ulaştırma sistemi üzerinde çalışıyor. |
| Here are two teenagers planning a gap year: | İşte bir boşluk yılı planlayan iki genç: |
| His company is going to send the first space tourists to fly around the moon in 2023. | Şirketi, 2023'te ayın etrafında uçacak ilk uzay turistlerini gönderecek. |
| His intention is not to make more money, but to keep an eye on the development of AI. | Onun amacı daha fazla para kazanmak değil, AI'nın gelişimine göz kulak olmaktır. |
| His latest book is selling like hotcakes. | En son kitabı, peynir ekmek gibi satıyor. |
| How about June 30th, Friday? | 30 Haziran cuma günü nasıl? |
| I also take part in physical activities such as jogging, tracking and travelling. | Ayrıca koşu, takip ve seyahat gibi fiziksel aktivitelere katılıyorum. |
| I am a very sociable person and I like being involved in community and social events. | Ben çok sosyal bir insanım ve topluluk ve sosyal olaylara katılmayı seviyorum. |
| I am available to work in July and August. | Temmuz ve Ağustos aylarında çalışabilirim. |
| I am fluent in Spanish. | İspanyolca bilmekteyim. |
| I am going to do something different in the first month. | İlk ay içinde farklı bir şey yapacağım. |
| I am sending my CV. | Özgeçmişimi gönderiyorum. |
| I am setting up a new business to develop new transportation systems. | Yeni ulaşım sistemleri geliştirmek için yeni bir iş kuruyorum. |
| I am taking a gap year in Argentina. | Arjantin’de boş bir yıl geçiriyorum. |
| I am writing to reply for the position of tourist guide on your website. | Web sitenizdeki turist rehberi pozisyonu için yazıyorum |
| I believe I would make a good tourist guide as I have excellent communication skills with pleasing personality. | Hoş bir kişiliğe sahip mükemmel iletişim becerilerim olduğundan iyi bir turist rehberi yapabileceğime inanıyorum. |
| I can hardly wait to go to Zambia for my gap year job. | Boşluk yılı işim için Zambiya'ya gitmeye sabırsızlanıyorum. |
| I can’t find it in stock. | Stokta bulamıyorum. |
| I design programmes and write codes for computers. | Bilgisayarlar için programlar tasarlarım ve kodlar yazarım. |
| I dislike selling products | Ürün satmayı sevmem |
| I dislike serving people | İnsanlara hizmet etmekten hoşlanmam |
| I dislike solving problems | Problem çözmeyi sevmem. |
| I dislike teaching others | Başkalarına öğretmekten hoşlanmam. |
| I dislike travelling | Seyahat etmeyi sevmem |
| I dislike using computers | Bilgisayar kullanmaktan hoşlanmam. |
| I dislike working in a team | Takım çalışmasından hoşlanmam. |
| I do experiments on living organisms in labs to develop new products. | Yeni ürünler geliştirmek için laboratuvarlardaki canlı organizmalar üzerinde deneyler yapıyorum. |
| I don’t mind selling products | Ürün satmayı umursamam |
| I don’t mind serving people | İnsanlara hizmet etmeyi umursamam |
| I don’t mind solving problems | Problem çözmeyi umursamam. |
| I don’t mind teaching others | Başkalarına öğretmeyi umursamam. |
| I don’t mind travelling | Seyahat etmeyi umursamam |
| I don’t mind using computers | Bilgisayar kullanmayı umursamam. |
| I don’t mind working in a team | Takım çalışmasını umursamam |
| I don’t mind travelling for work. | İş için seyahat etmeyi umursamıyorum. |
| I enjoy selling products | Ürün satmayı severim |
| I enjoy serving people | İnsanlara hizmet etmekten hoşlanırım |
| I enjoy solving problems | Problem çözmekten zevk alırım. |
| I enjoy teaching others | Başkalarına öğretmekten zevk alırım. |
| I enjoy travelling | Seyahat etmekten hoşlanırım. |
| I enjoy using computers | Bilgisayar kullanmaktan zevk alırım. |
| I enjoy working in a team | Takım çalışmasından zevk alırım. |
| I enjoy using computers at work. | İşyerinde bilgisayarları kullanmaktan zevk alıyorum. |
| I look forward to hearing from you soon. | Yakında senden haber almak için sabırsızlanıyorum. |
| I think planning is the most important characteristic of a succesful entrepreneur because you need to know what to do in your next step. | Bence planlama başarılı bir girişimcinin en önemli özelliği, çünkü bir sonraki adımınızda ne yapacağınızı bilmeniz gerekiyor. |
| I was in charge of helping and supporting passengers at the airport as well as answering telephone questions. | Telefondaki soruları yanıtlamanın yanı sıra havaalanında yolculara yardım ve destek vermekten sorumluydum. |
| I will earn about 5,000 Argentine Pesos monthly (nearly €300) and I will be having free accommodation and 3 meals a day. | Aylık yaklaşık 5.000 Arjantin Pezosu kazanacağım (yaklaşık 300 €) ve ücretsiz konaklama ve günde 3 öğün yemek yiyeceğim. |
| I will join a dental congress and learn the new developments. | Bir diş hekimliği kongresine katılıp yeni gelişmeleri öğreneceğim. |
| I will probably start at 10.00 a.m. | Muhtemelen sabah 10'da başlayacağım. |
| I will upgrade my next product and sell it to a smartphone company soon. | Bir sonraki ürünümü yükseltip yakında bir akıllı telefon şirketine satacağım. |
| I’ll get Spanish accent there. | Orada İspanyol aksanı öğreneceğim. |
| I’m dying to see the rich wildlife, magnificent forests, and the astonishing Victoria Falls. | Zengin vahşi yaşamı, muhteşem ormanları ve şaşırtıcı Victoria Şelalelerini görmek için can atıyorum. |
| I’m going to join a team of volunteers to teach English to kids aged 9-12 in Kibombomene Primary School. | Kibombomene İlköğretim Okulu'nda 9-12 yaşları arasındaki çocuklara İngilizce öğretmek için bir gönüllü ekibine katılacağım. |
| I’m sure I will burn the candles at both ends. | Gecemi gündüzüme katacağımdan eminim. |
| If he becomes successful in his theory, we will see the oasis and colonies on Mars in the future. | Teorisinde başarılı olursa, gelecekte Mars'ta vaha ve kolonileri göreceğiz. |
| If you are really into history and culture, you are keen on them | Eğer gerçekten tarih ve kültürün içindeyseniz, onlara meraklıdındır. |
| If you are really into history and culture, you get bored of them. | Eğer gerçekten tarih ve kültürün içindeyseniz, onlardan sıkılırsınız. |
| If you believe you’ll be a huge asset to our company, contact Human Resource Dept. at [email protected] with your CV, a recent photo and a handwritten letter of intent by 15th March, 2018. | Şirketimiz için büyük bir varlık olacağınıza inanıyorsanız, 15 Mart 2018 tarihine kadar el yazısı niyet mektubu, özgeçmişinizi içeren CV'niz ile, [email protected] adresinden İnsan Kaynakları Departmanı ile iletişime geçin. |
| If you burn the candle at both ends, you get rest all day | Eğer geceyi gündüze katarsan, bütün gün dinlenirsin |
| If you burn the candle at both ends, you work very hard without time to rest. | Eğer geceyi gündüze katarsan, dinlenmeye vakit olmadan çok çalışırsınız. |
| If you get along well with people, you have a good relationship with them. | İnsanlarla iyi geçinirseniz, onlarla iyi bir ilişkiniz olur. |
| If you get along well with people, you remember them easily. | İnsanlarla iyi geçinirseniz, onları kolayca hatırlarsınız. |
| If you have a good sense of geography, you find it difficult | Eğer coğrafya hakkında iyi bir fikriniz varsa, bunu zor bulursunuz |
| If you have a good sense of geography, you have an intelligence of it. | Eğer coğrafya hakkında iyi bir fikriniz varsa, bunun hakkında bir bilginiz vardır. |
| If you have to complete the work on a fixed date, you miss the deadline | Çalışmayı belli bir tarihte tamamlamanız gerekiyorsa, son teslim tarihini kaçırdınız |
| If you have to complete the work on a fixed date, you work to tight deadlines. | Çalışmayı belirli bir tarihte tamamlamanız gerekiyorsa, son teslim tarihlerine kadar çalışın. |
| If you pick up a lot of experience, you gain it. | Çok fazla tecrübe kazanırsan, onu kazanırsın. |
| If you pick up a lot of experience, you lack. | Çok fazla tecrübe kazanırsan, ihtiyacın olacak. |
| If you wish, I can supply references from my earlier employer. | İsterseniz, önceki işverenimden referanslar sağlayabilirim. |
| Imagine you are Austin. | Austin olduğunu hayal et. |
| In the professional world, a gap year is a year off between high school and college or university. | Profesyonel dünyada, boş bir yıl lise ve kolej veya üniversite arasında bir yıldır. |
| Include the following information | Aşağıdaki bilgileri ekleyin |
| It is bought quickly and in large numbers. | O hızlı ve çok sayıda satın alınır. |
| It is bought slowly and in small numbers. | O yavaş ve az sayıda satın alınır. |
| It often means all three! | O genellikle üçü de demektir! |
| It usually means travelling, volunteering or working abroad. | O genellikle seyahat etmek, gönüllü olmak veya yurtdışında çalışmak anlamına gelir. |
| knowledge of computer with skills in web-designing and Outlook | web tasarımı ve Outlook becerileri ile bilgisayar bilgisi |
| Last summer, I worked a couple of days a week at Edinburgh Airport as an information desk assistant. | Geçen yaz, haftada birkaç gün Edinburgh Havaalanında bilgi masası asistanı olarak çalıştım. |
| Like the other entrepreneurs, he always works hard and follows his extraordinary dreams to be successful. | Diğer girişimciler gibi, her zaman çok çalışır ve başarılı olmak için olağanüstü hayallerini takip eder. |
| Maybe his first attempt to send a rocket to the space is a failure, but he never gives up and succeeds after trying four times. | Uzaya roket yollamak için yaptığı ilk girişim belki de başarısızlıktır, ancak dört kez denedikten sonra asla pes etmez ve başarılı olmaz. |
| minimum 2 years’ experience in digital media | dijital medyada en az 2 yıl deneyim |
| Most of the entrepreneurs’ main goal is to develop artificial intelligence. | Girişimcilerin temel amacı, yapay zeka geliştirmektir. |
| Neither do I. | Hiçbirini yapmam. |
| No matter which you believe, it’s about living life to the fullest. | Hangisine inandığınız önemli değil, bu yaşamı sonuna kadar yaşamakla ilgili. |
| Oh, I don’t mind. | Oh, umrumda değil. |
| Oh. I don’t. | Ah. Yapmıyorum. |
| Only selected candidates will be called for an interview. | Sadece seçilen adaylar görüşme için çağrılacaktır. |
| Or are they real miracle steps to help you climb higher in your career? | Yoksa kariyerinizde daha yükseğe tırmanmanıza yardımcı olacak gerçek mucize adımları mı? |
| Or are they simply time out or backpacking? | Yoksa sadece zaman kaybı mı veya sırt çantasıyla seyahat mi? |
| People always say I am trustworthy and co-operative. | İnsanlar her zaman güvenilir ve işbirlikçi olduğumu söyler. |
| Read the text about one of the entrepreneurs of the 21st century and choose its main idea. | 21. yüzyılın girişimcilerinden biri hakkındaki metni okuyun ve ana fikrini seçin. |
| Read the text again and match the questions with the paragraphs. One is extra. | Metni tekrar okuyun ve soruları paragraflarla eşleştirin. Bir tanesi ekstra. |
| Really? I like it. | Gerçekten mi? Bunu sevdim. |
| Search on the Net about one of the following entrepreneurs of our time and prepare a presentation. | Net'te, günümüzdeki girişimcilerinden birini araştırın ve bir sunum hazırlayın. |
| She needs a job desperately. | Onun umutsuzca bir işe ihtiyacı var. |
| She will be disappointed. | O hayal kırıklığına uğrayacak. |
| She will be very happy. | O çok mutlu olacak. |
| She will grant the money at the end of the week. | O hafta sonunda parayı verecek. |
| She will let people know the details of the products. | O insanlara ürünlerin detaylarını bildirecek. |
| She will report customers’ complaints and requests. | O müşterilerin şikayetlerini ve isteklerini rapor edecek. |
| She will sell the products. | O ürünleri satacak. |
| She will visit nearly 10 people a day. | O günde yaklaşık 10 kişiyi ziyaret edecek. |
| So do I. | Ben de. |
| Sometimes it is the break after graduating from university before starting the first job. | Bazen ilk işe başlamadan önce üniversiteden mezun olduktan sonra ara verilir. |
| STAFF REQUIRED | GEREKLİ PERSONEL |
| Swap the roles. | Rolleri değiştir. |
| Tailynn found a job ad in a newspaper. | Tailynn bir gazetede iş ilanı buldu. |
| Tailynn found a job ad on the Net. | Tailynn İnternette bir iş ilanı buldu. |
| Tailynn is going to have a holiday on the beach. | Tailynn sahilde tatil yapacak. |
| The project is going to be for 7 months. | Proje 7 ay sürecek. |
| The working hours are very long. | Mesai saatleri çok uzun. |
| There are evening shifts. | Akşam vardiyaları var. |
| There is one more name that is so important but not as famous as the others. | Çok önemli fakat diğerleri kadar ünlü olmayan bir isim daha var. |
| They have employed Tailynn. | Tailynn'i istihdam ettiler. |
| They haven’t employed Tailynn. | Tailynn'i istihdam etmediler. |
| They have contributed to the technological developments lately. | Son zamanlarda teknolojik gelişmelere katkıda bulundular. |
| Vacany | Açık kontenjan |
| Venus Apparel & Accessories announces full time (from 9 a.m. to 5 p.m.) vacancy for a qualified staff to manage our “social media platforms” Elixio, Instagram, LinkedIn, Twitter, Facebook, Exploroo, WAYN, etc. in Oxford. | Venus Apparel & Accessories, Oxford'da “sosyal medya platformları” Elixio, Instagram, LinkedIn, Twitter, Facebook, Exploroo, WAYN vb. |
| We need people; | İnsanlara ihtiyacımız var; |
| We will be travelling across Europe by train in June. | Haziran ayında trenle Avrupa’yı gezeceğiz. |
| We will provide you with a satisfying salary, benefits, the potential for further career growth and friendly colleagues. | Size doyurucu bir maaş, sosyal haklar, meslektaş arkadaşları ile daha fazla kariyer artışı potansiyeli sağlayacağız. |
| We’re looking for part-time staff to show foreign students around Edinburgh in June, July and August. | Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında Edinburgh çevresini yabancı öğrencilere göstermek için yarı zamanlı personel arıyoruz. |
| Well, I do. | Peki yaparım. |
| What are his plans and dreams for the future? | Gelecek için planları ve hayalleri neler? |
| What are the advantages of a gap year? | Boşluk yılı avantajları nelerdir? |
| What are the disadvantages of a gap year? | Boşluk yılının dezavantajları nelerdir? |
| What are the main tasks of Austin’s job? | Austin’in mesleğinin ana görevleri nelerdir? |
| What are you going to do? | Ne yapacaksın? |
| What innovations has Elon Musk made so far? | Elon Musk şu ana kadar hangi yenilikleri yaptı? |
| What is the common fear of the scientists and entrepreneurs? | Bilim insanlarının ve girişimcilerin ortak korkusu nedir? |
| What skills does Austin have? | Austin'in hangi becerileri var? |
| What was your last salary? | Son maaşın neydi? |
| What will you be doing in June? | Haziran ayında ne yapacaksın? |
| When I’m certified, I’ll stay and work for a hotel. | Sertifika aldığımda kalacak ve bir otel için çalışacağım. |
| When will he be available to start? | Ne zaman başlamaya hazır olacak? |
| Where did he graduate from? | Nereden mezun oldu? |
| who can work A.M./P.M. shifts (6 a.m-2 p.m. or 2 p.m-10 p.m.) | Kim vardiyalı çalışabilir? (6: 00-2: 00 veya 2: 00-10: 00) |
| Who is Elon Musk? | Elon Musk kimdir? |
| who know the city well | şehri iyi tanıyanlar |
| Who will you be with? | Kiminle olacaksın? |
| Why will he burn the candle at both ends? | Neden geceyi gündüze katacak? |
| Will you be doing something exciting ? | Heyecan verici bir şey yapacak mısın? |
| Will you be doing something frightening? | Korkutucu bir şey yapacak mısın? |
| Will you be doing something relaxing? | Rahatlatıcı bir şey yapacak mısın? |
| Will you be doing something tiring? | Yorucu bir şey yapacak mısın? |
| Will you be travelling, staying at home or working? | Seyahat edecek, evde kalacak veya çalışacak mısın? |
| With a love for kids and a desire to travel, this project is just for me. | Çocuklara duyulan sevgi ve seyahat etme arzusuyla bu proje tam benim için. |
| with excellent communication skills in English (Other language skills will be an advantage) | İngilizce mükemmel iletişim becerilerine sahip (Diğer dil becerileri bir avantaj olacaktır) |
| with experience but not essential | tecrübeli ama zorunlu değil |
| With his motor company, he focuses on sustainable energy and electric cars. | Motor şirketi ile sürdürülebilir enerji ve elektrikli otomobillere odaklanmaktadır. |
| with reliable, responsible, friendly personality | güvenilir, sorumlu, arkadaş canlısı kişiliğe sahip |
| Without a doubt, it will be a perfect gap year job for me and I’ll have tons of stories on my way home. | Kuşkusuz, bu benim için mükemmel bir boşluk yılı olacak ve eve giderken tonlarca hikayem olacak. |
| Work in pairs. | Çiftler halinde çalışın. |
| Work in pairs. Talk to your partner about your plans. | Çiftler halinde çalışın. Çalışma arkadaşınızla planlarınız hakkında konuşun. |
| Write two activities for each month. | Her ay için iki etkinlik yazın. |
| You are a student at Edinburgh College of Art, aren’t you? | Sen Edinburgh Sanat Koleji'nde öğrencisin, değil mi? |
| You should have | Sahip olmalıdır |
| Your starting salary will be £12.50 per hour (net after all taxes) + tips + great benefits. | Başlangıç maaşınız saat başı 12,50 £ olacak (tüm vergilerden sonra net) + ipuçları + büyük avantajlar. |
| Yours sincerely | Saygılarımla |