7. sınıf 131. sayfadan sonraki cümleler
| A flying toy. | Uçan bir oyuncak |
| A Saturn V rocket launched Apollo 11 on July 16, 1969. | Bir Satürn V roketi 16 Temmuz 1969'da Apollo 11'i başlattı. |
| ACTIVITY PART | AKTİVİTE BÖLÜMÜ |
| After that, first Armstrong, then Aldrin stepped on the surface and walked there. | Ondan sonra, önce Armstrong, sonra Aldrin yüzeye çıktı ve orada yürüdü. |
| Answer the questions for yourself. | Soruları kendiniz için cevaplayın. |
| Basketball, of course. | Tabii ki basketbol. |
| Because of its colour it is called “the Red Planet”. | Rengi nedeniyle “Kızıl Gezegen” olarak adlandırılır. |
| Because we have only a few balloons. | Çünkü sadece birkaç balonumuz var. |
| Can you bring some CDs for the party? | Parti için bir miktar CD getirebilir misin? |
| can’t make friends easily | kolayca arkadaşlık edemez |
| cartoon | karikatür |
| Choose one of the animals above and write it in the circle. | Yukarıdaki hayvanlardan birini seçin ve daireye yazın. |
| Choose the correct answer. | Doğru cevabı seç. |
| Choose the correct one. | Doğru olanı seçin. |
| Choose the correct option. | Doğru seçeneği seçin. |
| Complete the names of the animals. You can use your dictionary. | Hayvanların isimlerini tamamla. Sözlüğünüzü kullanabilirsiniz. |
| Complete the sentences with “will” or “won’t”. | Cümleleri “olacak” veya “olmayacak” ile tamamlayın. |
| Complete the sentences with the comparative forms of adjectives. | Cümleleri karşılaştırma sıfat biçimleriyle tamamlayın. |
| Complete the sentences with the correct option. | Cümleleri doğru seçenekle tamamla. |
| Complete the sentences with the correct words. | Cümleleri doğru kelimelerle tamamla. |
| Complete the sentences with the future dreams below. | Cümleleri aşağıdaki hayallerle tamamla. |
| cookery programme | Yemek Programı |
| decorate beverages | İçecek süslemeleri |
| Did they have any problems on the way back to Earth? | Dünya'ya dönerken herhangi bir problemleri oldu mu? |
| Do people hunt them? | İnsanlar onları avlıyor mu? |
| documentary | belgesel |
| Does it lay eggs or is it a mammal? | Yumurtlar mı yoksa memeli mi? |
| doesn’t forget easily | Kolayca unutmaz |
| doesn’t help people | insanlara yardım etmiyor |
| Don’t cut down trees! | Ağaçları kesmeyin! |
| Don’t destroy rainforests. | Yağmur ormanlarını yok etmeyin. |
| Don’t hunt the animals! | Hayvanları avlama! |
| Don’t waste water and electricity. | Suyu ve elektriği israf etmeyin. |
| Don’t wear fur! | Kürk giyme! |
| engagement party | nişan merasimi |
| farewell party | veda partisi |
| Fashion will change in a year. | Moda bir yılda değişecek. |
| father’s day | babalar günü |
| Feed the street animals! | Sokak hayvanlarını besle! |
| forgets easily | kolayca unutur |
| Future Life Topics | Gelecek Yaşam Konuları |
| He always does skating. | Her zaman paten yapar. |
| He does archery only at weekends. | Sadece hafta sonlarında okçuluk yapıyor. |
| He goes cycling on weekdays. | Hafta içi bisiklete biniyor. |
| He has got brown eyes, too. | Onun da kahverengi gözleri var. |
| He has got brown eyes. | Kahverengi gözleri var. |
| He is a handsome man with dark hair. | Koyu saçlı yakışıklı bir adam. |
| He is an easy-going person. | O uysal bir kişidir. |
| He is fine, really well. | O hoş, gerçekten iyi. |
| He is handsome with his straight dark brown hair. | O düz koyu kahverengi saçlarıyla yakışıklıdır. |
| He plays football three times a week. | Haftada üç kez futbol oynuyor. |
| He plays tennis once a week. | Haftada bir kez tenis oynuyor. |
| helps people | insanlara yardım eder |
| How birds flew. | Kuşlar nasıl uçar |
| How is your aunt? | Teyzen nasıl? |
| How long did the journey take from Earth to the Moon? | Dünya'dan Ay'a yolculuk ne kadar sürdü? |
| How many people are coming to the party? | Partiye kaç kişi geliyor? |
| How often do you do exercises? | Ne sıklıkla egzersiz yapıyorsunuz? |
| How often do you go running? | Ne sıklıkla koşuya gidiyorsun? |
| How often do you go swimming? | Ne sıklıkla yüzmeye gidiyorsun? |
| How often do you play football? | Ne sıklıkla futbol oynarsın? |
| How often do you play volleyball? | Ne sıklıkla voleybol oynuyorsun? |
| HOW TO ORGANIZE A PARTY? | Nasıl bir parti düzenlemek? |
| I don’t have any homework, so I can come to the slumber party. | Hiç ödevim yok, pijama partisine gelebilirim. |
| I have got blond hair and blue eyes. | Sarı saçlarım ve mavi gözlerim var. |
| I may go to the grocery to buy video games. | Video oyunları almak için markete gidebilirim. |
| I need to go to the department store to buy some bread. | Ekmek almak için alışveriş merkezine gitmem gerekiyor. |
| I prefer watching sitcoms because I think they are funny. | Durum komedisi izlemeyi tercih ederim çünkü onların komik olduğunu düşünüyorum. |
| I should go to the hospital to read books. | Kitap okumak için hastaneye gitmeliyim. |
| I should go to the police station to apply for a built permit. | Yapı izin başvurusu için polis merkezine gitmeliyim. |
| I went to the coffee shop to buy sports magazine. | Spor dergisini almak için kafeye gittim. |
| I will do my homework. | Ödevimi yapacağım. |
| I will go to the bank to borrow a book. | Bir kitabı ödünç almak için bankaya gideceğim. |
| I will go to the library to buy a new skirt this afternoon. | Bu öğleden sonra yeni bir etek almak için kütüphaneye gideceğim. |
| I will learn playing the piano. | Piyano çalmayı öğreneceğim. |
| I will travel all around the world. | Tüm dünyayı gezeceğim. |
| I’m hungry. I want to eat something. | Açım. Birşeyler yemek istiyorum. |
| I’m really thirsty. | Gerçekten susadım. |
| Is it endangered? | Tehlikeli mi? |
| It carried three astronauts; Neil Armstrong, Buzz Aldrin and Michael Collins. | Üç astronot taşıdı; Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins. |
| It was the first time a human walked on the Moon’s surface. | Bir insan, Ay’ın yüzeyinde ilk kez yürüdü. |
| It’s Sarah’s birthday next week. | Gelecek hafta Sarah’ın doğum günü. |
| invitation cards | davetiye kartları |
| John prefers sports programmes to talk shows because they are exciting. | John, heyecan verici oldukları için spor programlarını sohbet programlarına tercih ediyor. |
| John prefers sports programmes to talk shows because they are useless. | John spor programlarını sohbet programlarına tercih ediyor çünkü işe yaramazlar. |
| Katie is interested in talk shows. | Katie sohbet programlarıyla ilgileniyor. |
| Katie likes sitcoms and news. | Katie durum komedilerinden ve haberlerden hoşlanıyor. |
| Katie prefers news and documentary. | Katie haber ve belgesel tercih ediyor. |
| Katie prefers watching talk show and documentary. | Katie, sohbet programları ve belgesel izlemeyi tercih ediyor. |
| Let’s go for a walk near the lake. | Gölün yakınında yürüyüşe çıkalım. |
| Look at Luke’s week. Find the mistakes in the sentences and correct them. | Luke’un haftalık programına bak. Cümlelerdeki hataları bulun ve düzeltin. |
| Look at the answers about the text. Complete the questions. | Metin hakkındaki cevaplara bakın. Soruları tamamlayın. |
| Look at the picture and compare the dwarf planets. | Resme bakın ve cüce gezegenleri karşılaştırın. |
| Look at the pictures and write the names of the programmes under the pictures | Resimlere bakın ve resimlerin altındaki programların adlarını yazın |
| Look at the pictures and write the process of recycling things. | Resimlere bakın ve geri dönüşüm işlemlerini yazın. |
| Look at the table. Choose the correct answer. | Tabloya bak. Doğru cevabı seç. |
| Look at the words. | Kelimelere bak. |
| Make sentences by using the phrases in part A. | A bölümündeki ifadeleri kullanarak cümleler kurun. |
| makes friends easily | kolayca arkadaş olur |
| makes jokes | şakalar yapar |
| Mars is the closest planet to Earth. | Mars, Dünya'ya en yakın gezegendir. |
| Match the adjectives with the photos and put them under the correct box. | Sıfatları fotoğraflarla eşleştir ve doğru kutuya koy. |
| Match the sentences with the questions. | Cümleleri sorularla eşleştirin. |
| Match the suggestions with the sentences. | Önerileri cümlelerle eşleştirin. |
| Match the topics with the years and make predictions about future. | Konuları yıllarla eşleştirin ve gelecekle ilgili tahminlerde bulunun. |
| Match the words in A with the words in B. Then, write them under the pictures. | A'daki kelimeleri B'deki kelimelerle eşleştirin. Ardından resimlerin altına yazın. |
| Match the words with the pictures. You can use your dictionary. | Kelimeleri resimlerle eşleştir. Sözlüğünüzü kullanabilirsiniz. |
| Match them with the pictures and write the letters below. | Resimlerle eşleştirin ve aşağıdaki harfleri yazın. |
| Millions of fish die because people pollute the water. | Milyonlarca balık ölür çünkü insanlar suyu kirletir. |
| Millions of fish die because they want to go out of water. | Milyonlarca balık sudan çıkmak istediği için ölür. |
| My sister doesn’t like watching reality shows because they are interesting. | Kızkardeşim, ilgi çekici oldukları için gerçek hayat gösterilerini izlemekten hoşlanmıyor. |
| My sister doesn’t like watching reality shows because they are nonsense. | Kız kardeşim gerçek hayat gösterileri niizlemekten hoşlanmıyor çünkü onlar saçmalık. |
| My twin cousins prefer watching documentaries because they are informative. | İkiz kuzenlerim belgeselleri izlemeyi tercih ediyor, çünkü onlar bilgilendiricidir. |
| never makes jokes | asla şaka yapmaz |
| never tells lies | asla yalan söylemez |
| never tells the truth | asla doğruyu söylemez |
| news | haber |
| No, I won’t. I will be a doctor. | Hayır, yapmayacağım. Ben doktor olacağım. |
| Odd one out. | Garip biri. |
| Oh, she is Sally’s best friend. | Oh, o Sally’nin en iyi arkadaşı. |
| Only Joe has got black hair in the group. | Grupta sadece Joe'nun siyah saçları var. |
| order fancy | sipariş vermek |
| People always harmed animals because they were afraid of them. | İnsanlar her zaman hayvanlara zarar verdi, çünkü onlardan korkuyorlardı. |
| People hunted Asian elephants for their tusks so they became endangered. | İnsanlar dişleri için filleri avladılar bu yüzden soyları tükenmek üzere. |
| Protect the wildlife! | Yaban hayatı koruyun! |
| Put the letters in order and complete the sentences. | Harfleri sıraya koyun ve cümleleri tamamlayın. |
| Read and complete the texts with the past forms of the verbs. | Metinleri fiillerin geçmiş şekilleriyle okuyup tamamlayın. |
| Read the sentences and circle the correct one. | Cümleleri oku ve doğru olanı daire içine al. |
| Read the sentences and correct the mistakes. | Cümleleri oku ve hataları düzelt. |
| Read the sentences and write at least two sports for each one. | Cümleleri oku ve her biri için en az iki spor yaz. |
| Read the text and answer the questions. | Metni oku ve soruları yanıtla. |
| Recycle paper, plastics and glass. | Kağıt, plastik ve camı geri dönüştürün. |
| Rewrite the sentences with “must” or “mustn’t”. | Cümleleri “must” veya “mustn't” ile yeniden yazınız. |
| sacrifice feast | kurban Bayramı |
| Scott and Katie don’t prefer watching talk shows. | Scott ve Katie sohbet programlarını izlemeyi tercih etmiyorlar. |
| Scott and Sophie like watching talk shows. | Scott ve Sophie sohbet programlarını izlemeyi severler. |
| Scott and William don’t like documentaries. | Scott ve William belgeselleri sevmiyor. |
| Scott doesn’t like watching talk shows. | Scott sohbet programlarını izlemekten hoşlanmıyor. |
| Scott is crazy about watching documentary. | Scott belgesel izlemeye deli oluyor. |
| Scott likes | Scott seviyor |
| Scott prefers | Scott tercih ediyor |
| Shall we watch it together? | Birlikte izleyelim mi? |
| She has got a lot of friends. | Çok fazla arkadaşı var. |
| She has got brown eyes. | O kahverengi gözlere sahip. |
| She is attractive. She has got straight fair hair. | O çekicidir. Düzgün saçları var. |
| She is never late for the class. | Derse asla geç kalmaz. |
| She is not so good. She has got the flu. | O çok iyi değil. Grip oldu. |
| She is punctual. | O dakiktir. |
| She is slim, too. | O da zayıftır. |
| She is slim. | O zayıftır. |
| She is very cute. | O çok şirindir. |
| She likes going to the cinema. | Sinemaya gitmeyi sever. |
| slumber party | pijama partisi |
| Some animals became extinct because people hunted them and destroyed their habitat. | Bazı hayvanların soyu tükendi, çünkü insanlar onları avladı ve yaşam alanlarını tahrip etti. |
| Some animals became extinct because they didn’t want to live on this planet. | Bazı hayvanların soyu tükenmiştir çünkü bu gezegende yaşamak istemediler. |
| Some of the animals lost their habitat so they had to move to another place to live. | Hayvanların bir kısmı yaşam alanlarını kaybetti, bu yüzden yaşamak için başka bir yere taşınmak zorunda kaldılar. |
| Some of the animals lost their habitat so they took our houses from us. | Hayvanların bir kısmı yaşam alanlarını kaybetti, bu yüzden evlerimizi bizden aldılar. |
| Sophie and Scott like watching talk shows. | Sophie ve Scott sohbet programlarını izlemeyi severler. |
| Sophie and William prefer watching news. | Sophie ve William haberleri izlemeyi tercih ediyor. |
| Sophie likes talk shows and sitcoms. | Sophie sohbet programlarından ve durum komedilerinden hoşlanıyor. |
| sports programme | Spor programı |
| Stop polluting the air! | Havayı kirletmeyi bırak! |
| Switch off the lights when you don’t use. | Kullanmadığınızda ışıkları kapatın. |
| The module landed on the Moon on July 20, 1969. | Modül 20 Temmuz 1969'da Ay'a indi. |
| The thin girl with long brown hair is Sally. | Uzun kahverengi saçlı zayıf kız Sally'dir. |
| The weather is nice today. | Bugün hava güzel. |
| The wedding party was very crowded. | Düğün partisi çok kalabalıktı. |
| The Wright brothers, Orville and Wilbur, were two American inventors. | Wright kardeşler Orville ve Wilbur, iki Amerikalı mucitti. |
| Then, answer the questions. | Sonra soruları cevapla. |
| Then, they returned to the module and they returned safely to Earth. | Sonra, modüle geri döndüler ve güvenle Dünya'ya geri döndüler. |
| There is a good movie on TV tonight. | Bu gece televizyonda güzel bir film var. |
| There is no juice left. | Meyve suyu kalmadı. |
| There were a lot of people. | Bir çok kişi vardı. |
| There will be robots in education in 2050. | 2050 yılında eğitimde robotlar olacak. |
| There won’t be a world war in 10 years. | 10 yıl içinde bir dünya savaşı olmayacak. |
| These are my new friends. | Bunlar benim yeni arkadaşlarım. |
| They are really nice, very friendly. | Gerçekten çok güzeller, çok cana yakınlar. |
| They collected some samples, took some photos and made some scientific experiments. | Bazı örnekler topladılar, bazı fotoğraflar çektiler ve bazı bilimsel deneyler yaptılar. |
| They like playing chess. | Satranç oynamayı severler. |
| Today is the first day at my new school. | Bugün yeni okulumdaki ilk gün. |
| Use public transportation. | Toplu taşımayı kullanın. |
| Use the words below. | Aşağıdaki kelimeleri kullanın. |
| watching news. | Haberleri izlemek. |
| watching sitcoms. | Durum komedisi izliyor. |
| We can’t decorate the room. | Odayı dekore edemeyiz. |
| We have only a few money for a surprise party. | Sürpriz bir parti için sadece biraz paramız var. |
| We shouldn’t wear fur. | Kürk giymemeliyiz. |
| weather forecast | Hava Durumu Tahmini |
| wedding anniversary | evlilik yıldönümü |
| What about making a sandwich? | Sandviç yapmaya ne dersin? |
| What are the parts of its body? | Vücudunun parçaları nelerdir? |
| What are your twin sisters like? | İkiz kardeşlerin nasıllar? |
| What did the astronauts do on the Moon? | Astronotlar Ay'da ne yaptı? |
| What do you like? | Ne istersin? |
| What does Brad look like? | Brad neye benziyor? |
| What is your dream for the future? | Gelecek için hayalin nedir? |
| What is your teacher like? | Öğretmenin nasıl biri? |
| What was the name of the rocket in the project? | Projedeki roketin adı neydi? |
| What were the names of the astronauts? | Astronotların isimleri neydi? |
| What will you do after school? | Okuldan sonra ne yapacaksın? |
| When did NASA launch Apollo 11 module? | NASA, Apollo 11 modülünü ne zaman başlattı? |
| Where did they grow up? | Nerede büyüdüler? |
| Where does it live? | Nerede yaşıyor? |
| Which instruments do you want to learn? | Hangi enstrümanları öğrenmek istersin? |
| Which one is false? | Hangisi yanlıştır? |
| Which one is true? | Hangisi doğrudur? |
| Who didn’t walk on the Moon? | Ay'da kim yürümedi? |
| Who stepped on the surface of the Moon first? | Kim önce Ay'ın yüzeyine çıktı? |
| Why don’t we throw a party? | Neden parti yapmıyoruz? |
| Will you be a teacher? | Öğretmen olur musun? |
| Will you have a pet when you have a house? | Bir evin olduğunda evcil hayvanın olur mu? |
| William and Kate are interested in sitcoms. | William ve Kate durum komedileriyle ilgilenir. |
| William doesn’t like watching documentaries. | William belgesel izlemeyi sevmiyor. |
| William is interested in watching news. | William haber izlemekle ilgilenir. |
| William likes watching documentaries and sitcoms. | William belgeselleri ve durum komedileri izlemeyi sever. |
| William prefers talk shows to sitcoms. | William durum komedilerini sohbet programlarına tercih ediyor. |
| William prefers watching documentaries. | William belgeselleri izlemeyi tercih ediyor. |
| Would you like a cold drink? | Soğuk bir içecek ister misiniz? |
| Write the sentences again with “should” or “shouldn’t”. | Cümleleri tekrar "gerekir" veya "olmamalıdır" ile yazın. |
| Write the special days under the pictures. You can use your dictionary. | Özel günleri resimlerin altına yazın. Sözlüğünüzü kullanabilirsiniz. |
| Yes, definitely, I will have one. | Evet, kesinlikle bir tane alacağım. |
| You can do them individually. | Onları ayrı ayrı yapabilirsiniz. |
| You can use your dictionary. | Sözlüğünüzü kullanabilirsiniz. |
| You can watch a film at the movie theatre. | Sinemada bir film izleyebilirsiniz. |
| You need a ball to play them. | Onları oynamak için bir top gerekir. |
| You need a racket to play them. | Onları oynamak için bir rakete ihtiyacınız var. |
| You need some candles for the birthday cake. | Doğum günü pastası için biraz mum lazım. |
| You play them as a team. | Onları takım olarak oynuyorsun. |
| You play them only indoors. | Onları sadece içeride oynuyorsun. |
| You play them outside. | Onları dışarıda oynuyorsun. |