Reported speech

34) Reported requests, order or advice

  • REQUESTS
    Bir şey rica etmek için farklı yollar vardır:

    Sarah: "Please wait a minute, Tom." (Sarah: Lütfen bir dakika bekle Tom.)
    Sarah: "Will you wait a minute, please?
    (Sarah: Lütfen bir dakika bekleyecek misin? )
    Sarah: "Tom, could you wait a minute, please?"
    (Sarah: Tom lütfen bir dakika bekleyebilir miydin? )

    Bu ricaların hepsi aynı isteği belirtmek için kullanılır.
    Sarah asked Tom to wait a minute.
    (Sarah Tom'dan bir dakika beklemesini istedi.)
  • Bilgi sorularında genellikle please kelimesi kullanılmaz.
  • ORDERS
    Buyurmanın çeşitli yolları vardır.

    "Stand up, John." (Ayağa kalk John.)
    "You must work harder." (Daha sıkı çalışmalısınız.)

    Buyurma cümlelerinin aktarılması :

    He told John to stand up. (John'a ayağa kalkmasını söyledi.)
    He told me to work harder. (Bana daha sıkı çalışmamı söyledi.)
  • ADVICE
    Şu şekilde tavsiyede bulunabiliriz:
    "You should get married, Peter." (Evlenmelisin Peter.)
    "You ought to stop smoking, Jane." (Sigara içmeyi bırakmalısın, Jane.)

    Tavsiyeleri aktarma için :

    He advised Peter to get married. (Peter'e evlenmesini tavsiye etti.)
    He advised Jane to stop smoking.
    (Jane'ye sigara içmeyi bırakmasını tavsiye etti)
      VERBOBJECTtoINFINITIVE
    Sarah asked Tom to wait. (Sarah, Tom'dan beklemesini istedi.)
    She told him to stand. (Ona ayakta durmasını söyledi.)
    He advised Jane to stop smoking.
    (Jane'ye sigara içmeyi bırakmasını tavsiye etti.)
  • Bu formda kullanılabilen fiilleri listesi:
    advise ask tell order
    persuade remind forbid warn

    I'll remind them to come early. (Onlara erken gelmelerini hatırlatacağım.)
    I advised them to go to the police. (Onlara polise gitmelerini tavsiye ettim.)
    She said he should wait. (Onun beklediğini söyledi.)
    Yanlış kullanım: She said him to wait.

      VERBOBJECTnot + toINFINITIVE
    SaratoldTom not to laugh. (Sara Tom'a gülmemesini söyledi.)
    They warned Ian not to borrow money.
    (Borç para almaması için Ian'ı uyardılar.)
    I remindedJohn not to be late.
    (John'a gecikmemesini hatırlattım.)

Toplam Görüntüleme : 779