Infinitives and -ing forms

30) Verb + object (+ to) + infinitive (I asked her to wait)

Carol said to Bob:
Make some coffee, please.
We can say:
Carol asked Bob to make some coffee.
Carol Bob'a dedi ki:
Lütfen biraz kahve yap.
Söyleyebiliriz:
Carol Bob'dan biraz kahve yapmasını istedi.
Ann said to Rose:
Can you come to my party, Rose?
We can say:
Ann invited Rose to come to her party.
Ann Rose söyledi ki:
Partime gelebilir misiniz, Rose?
Söyleyebiliriz:
Ann, Rose'yi partisine davet etti.

Tom thinks Chris should see a doctor.

He can say:
I'll persuade Chris to go to the doctor's.
Tom düşünür, Chris bir doktoru görmeli.
Söyleyebilir:
Doktora gitmek için Chris'i ikna edeceğim.

VERB OBJECT toINFINITIVE
SheaskedJill to wait.(Jill'in beklemesini istedi.)
Sheaskedher to wait. (Onun beklemesini istedi.)

Aşağıdaki fiilleri bu yapı içinde kullanırız:
tell force teach + OBJECT + to
help allow remind
ask invite encourage
want forbit persuade
advise would like  

  • Birinci fiil zamana göre değişebilir, fakat ikinci fiil her zaman to + infinitive kalıbında olur.

    She is asking Bob to make some coffee.
    (Bob'dan biraz kahve yapmasını istiyor.)
    She will ask Bob to make some coffee.
    (Bob'dan biraz kahve yapmasını isteyecek.)
    She has asked Bob to make some coffee.
    (Bob'dan biraz kahve yapmasını istedi.)
  • Eğer zamir kullanılırsa fiilden sonra me, him, us vs. kullanılır.
    Carol asked him to make some coffee.
    (Carol ondan biraz kahve yapmasını istedi.)

    The teacher let Jane leave school early.
    (Öğretmen Jane'nin okuldan erken ayrılmasına izin verdi.)

    I made him tell me the truth. (Bana gerçeği söylemeye zorladım.)
    Burada Let, "allow" anlamındadır.
    Make ise "force" veya "order" anlamındadır.
    Make ve Let filllerini eylem belirten bir fiil takip eder.

      VERB OBJECT INFINITIVE
    She let Jane leave. (Jane'nin ayrılmasına izin verdi.)
  • Feel, hear, see ve watch fiilleri de eylem belirten bir fiil ile birlikte kullanılabilir.

    I heard your sister shout "Fire!"
    (Kızkardeşinin "Yangın" diye bağırdığını duydum.
    Tom saw a car come round the corner.
    (Tom köşeyi dönen bir araba gördü.)

Toplam Görüntüleme : 677