Modals and other verbs

24) Had to go, should have gone

Jane had to wait an hour for a bus. (Jane otobüs için bir saat beklemeliydi.)
  • Birisinin bir şey yapmasının gerekli olduğunu belirtmek için
    < had to > kalıbını kullanırız.
  • Birisinin bir şey yapmasına gerek olmadığını belirtmek için
    < didn't have to > kalıbını kullanırız.

    I didn't have to work last Saturday. (Geçen cumartesi çalışmamalıydım .)
    ( = I didn't work because it was not necessary.
    ( = Çalışmadım , çünkü gerekli değildi.)
  • Soru formu:
    Did you have to work last Saturday?
    (Siz geçen cumartesi çalışmalı mıydınız?)

    Pam's job includes working on Saturday.
    Last Saturday she was ill, so she didn't work:
    Pam should have gone to work last Saturday, but she was ill. So she stayed at home.
    Pam'ın işi cumartesi günü çalışmayı içerir.
    Geçen cumartesi hastaydı, bu yüzden çalışmadı:
    Pam geçen Cumartesi işe gitmeliydi, fakat hastaydı. Bu yüzden evde kaldı.
  • Olması gereken bir şeyi söylerken < should have > kalıbını kullanırız.
  • Ayrıca birini eleştirirken < should have > kalıbını kullanırız.
    Peter, a farm worker, didn't close a gate, and the cows got in the wrong field:
    Peter should have closed the gate.
    Çiftlik işçisi Peter kapıyı kapamadığı için inekler yanlış alana girdiler:
    Peter kapıyı kapatmalıydı.
  • Bir şeyi yapmanın doğru olmadığını belirtmek için < shouldn't have > kalıbını kullanırız.

    I shouldn't have got angry with Jane. (Jane'e kızmamalıydım.)
    ( = I got angry with Jane, but it was not a good thing to do.)
    ( = Jane'e öfkelendim fakat bunu yapmak iyi bir şey değildi. )

    Peter shouldn't have left the gate open.
    (Peter kapıyı açık bırakmamalıydı.)


Toplam Görüntüleme : 657