There and it

37) There or it / they

There is a big market near the river; it is very good for fruit and meat.
(Nehrin yanında büyük bir market vardır; meyve ve et için çok iyidir.)
There are two buses on Sunday; they both go to the station.
(Pazar günü iki otobüs vardır; onlar her ikisi de istasyona gider.)
  • Bir konuşmada ilk kez bir şeyden bahsedildiğinde ve nerede, ne zaman olduğunu söylerken there is/ are kullanılır.
    Tekrar aynı şeyden bahsetmek için there kullanılmaz, tekil için is, çoğul için they kullanılır.

    There are two schools here; they are both new.
    (Burada iki okul vardır; her iki de yenidir.)
    There's good programme on Sunday; it gives all the sports news.
    (Pazar günü iyi bir program vardır; tümüyle spor haberleri verir.)

    There weren't any compact discs 20 years ago.
    (20 yıl önce hiç kompakt disk yoktu.)

    A: Have there been any problems this year?
    (A: Bu yıl problemler oldu mu?)
    B: Yes there have. (B: Evet.)

    There used to be a park here. (Burada bir park vardı.)
    ( = There was a park here but it isn't here now.)
    ( = Burada bir park vardı fakat şimdi burada değildir.)

    There may be some eggs in the fridge.
    (Buzdolabında biraz yumurta olabilir.)
    ( = It is possible that there are some eggs in the fridge.)
    ( = Buzdolabında biraz yumurta olması mümkündür.)

  • Kişiler veya şeylerin sayısından bahsederken de there is / are kullanılır.

    A: How many people were there at your party? (Partinizde kaç kişi vardı?)
    B: There were about 12. (12 civarında.)
    Yanlış Kullanım: We were about 12.

    A: Are there many restaurants where you live?
    (Yaşadığınız yerde birçok lokanta var mı?)
    B: Yes, there must be 10 or more. (Evet, 10 ya da daha fazla.)
    Yanlış Kullanım: They must be 10.
  • Numaralardan sonra of us, of them vb. kullanılır.
    There were about 12 of us. (12 civarında vardı.)
  • Weather sıfat veya fiil olarak kulanıldığında it, isim olarak kullanıldığında there karşılık olarak kullanılır.
    it+verb: It rained a lot last winter. Geçen kış çok fazla yağmur yağdı.
    it+verb: It snowed a lot last winter. Geçen kış çok fazla kar yağdı.
    it+adjective: It was foggy. Sisliydi.
    it+adjective: It was sunny. Güneşliydi.
    it+adjective: It was windy. Rüzgarlıydı.
    it+adjective: It was cloudy. Bulutluydu.
    there+noun: There was a lot of fog. Çok sis vardı.
    there+noun: There was a lot of cloud. Çok bulut vardı.

    It takes seven years to become a doctor.
    (Doktor olmak için yedi yıl gereklidir.)

    A: How long does it take to make bread?
    (A: Ekemek yapmak ne kadar zaman alır?)
    B: It takes several hours to make bread.
    (B: Ekmek yapmak birçok saat sürer.)
  • Bu cümleler bir şey yapmak için gerekli zamanı tanımlar.


Toplam Görüntüleme : 721