Verbs and tenses (Fiiller ve fiil zamanları)
12) Present Perfect (2) (Has she gone?); ever, never, yet just (Şimdi öncesi zaman)
Present Perfect soru kalıbı
| SINGULAR : (Tekil :) | Have I | finished? (Bitirdim mi?) |
| | Has you | finished? (Bitirdiniz mi?) |
| | Have he / she / it | finished? (Bitirdi mi?) | |
| PLURAL : (Çoğul :) | Have we | finished? (Bitirdik mi?) |
| | Have you | finished? (Bitirdiniz mi?) |
| | Have they | finished? (Bitirdiler mi?) |
Has the train
left? (Tren ayrıldı mı? -gitti mi?-)
Have Paul and Mary
seen your photos? (Paul ve Mary fotoğraflarını gördü mü?)
Have you
read that book? (Siz o kitabı okudunuz mu?)
İnsanlara yaşantıları hakkında soru sorarken sık sık -ever- kelimesini kullanırız.
Have you
ever been to Australia? (Siz hiç Avustralya'da bulundunuz mu?)
Have you
ever eaten Japanese food? (Siz hiç Japon yemeği yediniz mi?)
İnsanlar yaşantılarından bahsederken sık sık -never- kelimesini kullanır.
I've
never learnt French. (Asla Fransızca öğrenmedim.)
She has
never seen an elephant. (Hiç bir zaman bir fil görmedi.)
| | ever / never | +PAST PARTICIPLE |
| Have you | ever | been to Greece? (Siz hiç Yunanistan'da bulundunuz mu?) |
| I have | never | been to Africa. (Asla Afrika'da bulunmadım.) |
SORU sorarken ve OLUMSUZ cümlelerde -Yet- (henüz) kelimesini kullanırız.
Yet (henüz) kelimesi -before now- (şimdiden önce) ve -up to now- (şimdiye kadar) kelime grupları ile aynı anlamdadır.
-Yet- kelimesinin cümle sonunda kullanıldığına dikkat ediniz.
Have you eaten your sandwiches yet? (Sandviçlerinizi henüz mü yediniz?)
Maria hasn't sung her song yet. (Maria henüz şarkısını söylemedi.)
OLUMLU Present Perfect cümlelerde sık sık -just- kelimesi kullanılır.
-Just- kelimesi -a moment ago- (çok kısa süre önce) kelime grubu ile aynı anlamdadır.
-Just- kelimesinin PAST PARTICIPLE'den sonra kullanıldığına dikkat edin.
She's just lost her watch. (Saatını henüz kaybetti.)
Our plane has just left! (Uçağımız henüz ayrıldı.)
Gone and been
He's been to Paris. (O Paris'te bulundu.)(= He is now at home again.) (O şimdi tekrar evdedir.)
He's gone to Paris. (O Paris'e gitti.) (=He is in Paris now.) (O şimdi Paris'tedir.)
He's been geziyi bitirdikten sonra kullanılır.
He's gone gezi başladığında kullanılır.
Toplam Görüntüleme : 900