وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِن بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا فَلاَ جُنَاْحَ عَلَيْهِمَا أَن يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا وَالصُّلْحُ خَيْرٌ وَأُحْضِرَتِ الأَنفُسُ الشُّحَّ وَإِن تُحْسِنُواْ وَتَتَّقُواْ فَإِنَّ اللّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
4|128|Eğer bir kadın, kocasının nüşuzundan veya ondan yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, barış ile aralarını bulup düzeltmekte ikisi için sakınca yoktur. Barış daha hayırlıdır. Nefisler ise kıskançlığa ve bencil tutkulara hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

Turgut Kuzan ayet yorumu

Rabbimizin kıskançlık ve bencillik duygularını kontrol altında tutma emri

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.


Eğer bir kadın, kocasının nüşuzundan veya ondan yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, barış ile aralarını bulup düzeltmekte ikisi için sakınca yoktur. Barış hayırlıdır. Nefisler ise 'kıskançlığa ve bencil tutkulara' hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

Besairu'l Kur'an Tefsirinde ayet ile ilgili açıklamanın bir kısmı:

128. “Eğer kadın, kocasının serkeşliğinden veya aldırışsızlığından endişe ederse, aralarında anlaşmaya çalışmalarında kendilerine bir engel yoktur. Andlaşmak daha hayırlıdır. Nefisler kıskançlığa meyyaldir. Eğer iyi davranır ve haksızlıktan sakınırsanız bilin ki, Allah işlediklerinizden şüphesiz haberdardır.”
Eğer bir kadın kocasından korkarsa. Arkadaşlar sûrenin önceki âyetlerinde evliliğin dörtle sınırlandırılması, evlenilecek kadınlara Allah’ın belirlediği yasal hakları olan mehirlerinin mutlak sûrette verilmesi, birden fazla kadınla evlenildiği takdirde kadınlar arasında Allah’ın istediği şekilde adâletin gerçekleştirilmesi gibi konular gündeme gelince elbette ki bunlar beraberinde birçok soruyu ve sorunu da gündeme getirdi. Bazı durumlarda eşler arasında bu adâletin gerçekleştirilmesi imkânsız oluyordu. Meselâ karısı kısır olduğu için, ondan çocuk alamadığı için veya hasta olduğu için, veya fiziki güzelliği, çekiciliği olmadığı için bir başka kadınla evlenen kocanın, beğendiği bu ikinci karısıyla öteki karısı arasında adâleti gerçekleştirmesi zor oluyordu.
Acaba bu koca iki karısını da aynı derecede sevecek miydi? Acaba kendisinden bu iki karısına da sevgi tevziinde bir adâlet isteniyor muydu? Veya acaba cinsel ilişki konusunda her ikisine de eşit davranabilecek miydi? Eğer fıtrat gereği bunu beceremeyecekse adâlet gereği bunlardan birini boşamalı mıydı? Veya bu kadınlardan kocası tarafından beğenilmeyeni boşanmamak için bazı haklarından fedâkârlıkta bulunması veya kocasına kendisini boşamamasının karşılığında bir şeyler vermesi mümkün olacak mıydı? İşte bütün bu problemler çözüm bekliyordu da Rabbimiz bu âyetinde bunlara çözüm getirdi. Bakın Allah buyurdu ki:
Eğer bir kadın kocasının serkeşliğinden, yahut kendisinden yüz çevirmesinden, öteki kadınlarına meylederek, gönlü onlara kayarak, onların fiziki güzellikleri, ahlâkî ve dinî güzellikleri, ya da mallarının çokluğu sebebiyle veya o kadınlarının kendisine olan ilgisi, sevgisi, itaati sebebiyle onlara meylederek kendisine soğuk davranmasından, kendisine yaklaşmamasından, nafaka vermemesinden, hakaret etmesinden, eziyet etmesinden, kendisinden bıkıp usanmasından, cinsel arzu ve ülfetinin azalıp yok olmasından korkarsa, onda böyle bir tavır sezerse o zaman o kadının kocasıyla kendi arasını sulh etmesinde, kocasıyla arasında barışı sağlamak üzere fedâkârlıkta bulunmasında hiçbir beis yoktur diyor Rabbimiz.
Yâni bir kadın gerek yaşlılığı, gerek fiziki, ahlâkî güzelliğinin olmaması, gerek sağlığının yerinde olmaması sebebiyle kocasının kendisinden uzaklaşması, ilgisizlik içine girmesi gibi bir problemle karşı karşıya kalmışsa, kocasıyla sulh ederek arasını düzeltmesinde bir sakınca yoktur. Peki nasıl sulh edecek aralarını? Nasıl düzeltecek? Şöyle: Kadın böyle bir durumda kocasına karşı bazı haklarından fedâkârlıkta bulunacak. Meselâ kocasına diyecek ki efendi, sen bana geleceğin gecelerinden bazılarını öteki kadınlarına ayırabilirsin. Öteki kadınlarının yanına gidebilirsin. Ben bu hakkımdan vazgeçiyorum. Bana yapman gereken harcamalarının bazılarını onlara yapabilirsin. Ben buna razıyım, ben bu haklarımdan vazgeçiyorum.
Veya ben mehrimin bir kısmından vazgeçiyorum veya tamamını sana bırakıyorum diyerek veya eğer kendisinin malı varsa ondan kocasına bir şeyler vererek kocasıyla arasını sulh etmesinde, kocasıyla arasındaki nikâh bağını sürdürmeyi sağlamasında hiç bir beis yoktur. Böylece o kocanın nikâhı altında bir hayatı sürdürebilir kadın. Allah diyor ki:
Sulh, anlaşmak daha hayırlıdır. Böylece anlaşıp arayı düzeltmek ayrılmaktan daha hayırlıdır. Anlaşmak serkeşlikten ve her konuda düşmanca tavırlar sergilemekten daha hayırlıdır. Haklarının bir kısmından fedâkârlıkta bulunarak ömrünün bir kısmını birlikte geçirdiği kocasıyla nikâh bağını sürdürmesi kadın için boşanmaktan daha hayırlıdır diyor Rabbimiz. İşte böyle çeşitli sebeplerden ötürü kocası kendisinden soğumuş, boşanmayı düşünen veya öteki kadınlarına meylederek onlara gösterdiği ilgiyi kendisine göstermeyen, onlara verdiği hakkı kendisine vermek istemeyen bir kadın nikâh bağını koparmamak için bazı haklarından vazgeçerek anlaşma zemini arar ve anlaşırsa bu kadın için hayırlıdır diyor Rabbimiz. Meselâ peygamber Efendimizin hanımlarından Sevde Rasulullah Efendimiz tarafından boşanma endişesinden ötürü nöbetini Hz. Ayşe annemize bırakmıştır.

Çünkü nefisler kıskançlığa meyyaldir. Nefisler bencil tutkulara hazır yaratılmıştır. Yaratılış gereği, fıtrat gereği insanlarda bencillik ve hırs vardır. Öyleyse insanlar arasında bu kıskançlık ve bencillikler olabilecektir. Bu, ya kocaya, yâni erkeklere yöneliktir. Yâni fizik güzelliği, boy pos kadının elinde olmadığı halde, Allah’ın bir takdiri olduğu halde bazı erkekler illa da kadında bunun olması konusunda haristir. Her şeyin en güzelinin kendisinde olmasını ister. Beğenmediği karısına karşı ilgisini azaltarak, onu kendi haline terk ederek, haklarını vermemeye çalışır.

Veya kadın yaşlılığı, ya da fizik güzelliği olmamasına, kocasının ilgisini çekecek özelliklerini yitirmiş olduğunu bilmesine rağmen yine de kocasının bu özelliklere sahip kadınlarına gösterdiği ilginin aynısını kendisine de göstermesi konusunda kıskanç ve haristir.
Kendisine ayrılması gereken gecenin illa da kendisine ayrılması konusunda cimri davranır, bu konuda bir şey bağışlamak istemez. Herkes kendi rahatından, kendi menfaatinden yana hareket eder. İşte bu noktada Rabbimiz kadınlara seslenerek diyor ki: Bir kadın kocasından kendisine karşı bir ilgisizlik, bir hoşnutsuzluk gördüğü zaman fedâkârlıkta bulunarak bu hoşnutsuzluğun tedavi yönlerini ararsa onun hakkında daha hayırlı olacaktır buyurduktan sonra sözü erkeklere döndürerek der ki:
Ey erkekler, eğer sizler de kadınlarınıza karşı ihsanda bulunur, güzel davranır, muhsin davranırsanız, Allah’ın sizi gördüğü şuuru içinde onlara karşı bir adâlet gerçekleştirme çabası içine girerseniz, yaptıklarınızı Allah kontrolünde ve Allah’a lâyık yapmaya çalışırsanız, onların her birerinin haklarına Allah’ın istediği biçimde riâyet etmeye gayret ederseniz, çekiciliğini, güzelliğini yitirmiş olsa bile yıllarını size vermiş o önceki kadınlarınızı kullanılmış bir eşya gibi bir kenara atma konusunda Allah’tan korkar ve gerek gün sayısı konusunda, gerek yeme içme ve kendilerine yapacağınız harcama konusunda onlara âdil davranırsanız, onlara karşı geçimsizlik ve yüz çevirmeden sakınırsanız bilesiniz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır buyuruyor.
Erkeklere bunu tavsiye eden Rabbimiz kadınlara da: Sizler de ey kadınlar kocalarınıza ve onların öteki hanımlarına, yâni kumalarınıza karşı muhsin davranırsanız, yâni Allah’ın sizi gördüğü ve yaptıklarınızın tümünden sizi hesaba çekeceği şuuruyla hareket eder, ve yaptıklarınızın tümünü Allah için yaptığınızın bilincine ererseniz, eğer akıllıca, Müslümanca bir tavırla kocalarınızın âdil davranmasına zemin hazırlayabilirseniz, sadece sizinle evli iken, tek evli iken kocanıza nasıl davranıyor idiyseniz, üzerinize bir kuma gelince de bunun bir Allah izni, Allah ruhsatı olduğunu bilir ve Allah’ın yasalarının daima sizin hayrınıza işlediği şuuru ve imanı içinde kocanıza ve yeni gelen arkadaşınıza, kardeşinize aynı tavrı gösterip onun kulluğuna ve âdil davranmasına yardımcı olursanız, kocanızın cennetini zorlaştırmazsanız, toplumun gayri İslâmî anlayışlarını, baskılarını değil de Allah’ın rızasını ararsanız, Allah’ın rızasını ve ona kulluğu, onun emirlerine teslimiyeti ön plana çıkarırsanız, muttaki olursanız, yolunuzu Allah’la bulursanız, hayatınızı çevre için değil Allah için yaşayabilirseniz bilesiniz ki yaptıklarınızın mükafatını Allah verecektir size.
Bu durumda olan kadınlar muhsin davranır, hayatlarını Allah için yaşarlarsa onların mükafatı cennettir. Ama Allah’ın yasalarını görmezden gelerek, ben bir kocaya sahiptim, şimdi ikinci bir ortağa asla razı olamam. Ben bana ait olan kocamı asla bir başkasıyla paylaşamam. Ben buna dayanamam. Allah da dese bun bunu reddederim. Olmaz böyle şey. Ben bunu kesinlikle hazmedemem gibi tamamen cahili düşüncelerle hareket ederse imanını bile kaybeder Allah korusun kadın. Bu tür cahili düşüncelerden vazgeçip Allah rızası için hayatını bir Müslüman kardeşiyle paylaşmadan yana, yıllardır toplum içinde kendisi gibi kocaya muhtaç yaratılmış, ama helâl bir şekilde nikâhla bir kocaya ulaşıp ondan istifade edememiş, Allah’ın helâl kıldığı bir nîmetten mahrum kalmış, bunun için de fıtratına ters bir hayata mahkûm olmuş, bunalımlar geçiren bir kardeşinin de kocasından istifade etmesine razı olursa ve onun üzerine kuma olarak gelen, böylece helâl yoldan cinsel ihtiyacını giderme mutluluğuna ulaşmış ikinci hanım da, kocasını kendisiyle paylaşma fedâkârlığını gösteren kocasının birinci hanımına, canciğer kardeşine karşı muhsin davranabilirse, güzellik yapabilirse bilesiniz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır ve sizi onlarla mükafatlandıracaktır.

Görüntülenme : 516


E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İletişim : Turgut Kuzan [email protected]

Web sitemizi kullanırken karşılaştığınız problemleri, önerilerinizi lütfen e-posta ile iletiniz.