يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
55|29|Göklerde ve yerde olan ne varsa O ndan ister. O, her gün bir iştedir.

Turgut Kuzan ayet yorumu

Allah (c.c.) ne ile meşgul?

Allah (c.c.) ne ile meşgul?

Allah'a inanmayan bir "Dehri" Rumeli'den gelip yaptığı münazarada hepsini yendi.
Yalnız İmam-ı Azamın hocası Hammad kalmıştı.
Hammad ise yenilirsem dine zarar gelir, bu fesat dünyaya yayılır diye korkuyordu.
İmam-ı Azam ise henüz çocuk idi.
Üstadı ile toplantının yapılacağı camiye gittiler.
Daha çocuk olan imam inkarcı Dehrinin karşısına çıktı.
Dehri konuşmağa başladı:
- Var olan şeyin, başlangıcı ve sonu olmamak olur mu?
- Sayıları bilir misin?
- Elbette bilirim.
- Birden önce hangi sayı vardır?
- Birden önce birşey yoktur.
- Mecazi (bir) sayısından önce bir şey olmayınca, hakiki bir olandan önce nasıl bir şey olabilir?
Dehri bu cevap karşısında şaşırdı şöyle bir soru sordu:
- Her şeyin bir ciheti bulunur. Dediğin hakiki birin yüzü hangi taraftadır?
Mumu yakınca ışığı hangi tarafta görünür?
Her taraftan görünür?
- Mecazi olan bir ışığın hali böyle olunca, ebedi olup, eni boyu olmayan göklerin ve yerlerin nuru olanın hali nasıl olur?
Dehri yeni bir soru sordu:
- Her var olanın muhakkak bir yeri vardır. Hakiki var dediğinin yeri neresidir?
Ebu Hanife biraz süt getirdikten sonra şu soruyu sordu:
- Bu sütte yağ var mıdır?
- Vardır.
- Yağ bu sütün neresindedir?
- Hiç bir yerine mahsus değildir.
- Yok olan bir varlığın hali böyle olursa, göklerin ve yerlerin yaratıcısı daimi ve ebedi olanın hali niçin böyle olmasın?
Dehri bir soru daha sordu:
- Şimdi o ne iş yapmakla meşguldür?
- Sen bana bütün sorularını minberden sordun şimdi bir kerecikte sen oradan inip, benim yerime gel ben minbere çıkayım,sana oradan cevap vereyim.
Dehri minberden indi. Ebu Hanife çıkıp şöyle konuştu:
- Minberde senin gibi Allahuteala'yı YARATIKLARA benzeten bir müşebbih olunca onu yere indirir, benim gibi Allahuteala'yı her bakımdan bir ve tek bilen bir muvahhid olunca onu minbere yükseltir.
Şimdi onun işi bu idi.

Sonra sure-i Rahman'ın 28.ayeti kerimesinin sonunu okudu.
Bunun üzerine mel'un Dehri söyleyecek söz bulamadı, yenildi ve kahroldu.
O halde Rabb’ınızın hangi nimetlerini yalanlarsınız?
Göklerdeki ve yerdeki kimseler hep ondan ister.
O HER GÜN (HER AN) BİR İŞTE, BİR TECELLİDEDİR.
Rahman Suresi 29. Ayet

Görüntülenme : 950


E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İletişim : Turgut Kuzan [email protected]

Web sitemizi kullanırken karşılaştığınız problemleri, önerilerinizi lütfen e-posta ile iletiniz.