إِنَّ الَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَا أَنزَلَ اللّهُ مِنَ الْكِتَابِ وَيَشْتَرُونَ بِهِ ثَمَنًا قَلِيلاً أُولَـئِكَ مَا يَأْكُلُونَ فِي بُطُونِهِمْ إِلاَّ النَّارَ وَلاَ يُكَلِّمُهُمُ اللّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلاَ يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
2|174|Allah ın indirdiği Kitap tan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır.

Turgut Kuzan ayet yorumu

Allah'ın indirdiği Kitap tan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar kimlerdir?

Allah'ın indirdiği Kitap tan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar kimlerdir?

Menfaat kaynaklarının kuruyacağı kaygısıyla, kendi kutsal kitaplarında Hz. Muhammed hakkındaki bilgileri kendi insanlarından saklayan, bu konuyla ilgili dinî metinleri gerçek anlamından ve amacından saptıracak şekilde te‘vil eden yahudi din bilginlerini eleştiren bu âyetlerde, dolaylı olarak, dinî metinleri çıkarları doğrultusunda açıklamak, yorumlamak suretiyle gerçekleri insanlardan saklayan, böylece din konusunu kazanç aracı gibi gören, bir nevi din ticareti yapan her kişi ve topluluğa karşı bir eleştiri söz konusudur (Râzî, V, 28).

Allah, âyetlerini yalnızca insanlar inançlarını, amellerini, din ve dünya hayatlarını doğru bilgilere dayandırsınlar; istikamet üzerinde olsunlar; kendilerini her türlü yanlış inançtan, kötü davranışlardan korusunlar; kısaca dalâletten korunup hidayeti bulsunlar diye indirmiştir.
Bu durumda Allah’ın bildirdiği hakikatleri gizlemek, onları birer çıkar aracı olarak kullanmak Allah’ın indirdiklerini belirtilen yüce hedeflerinden saptırmak çok ağır bir günahtır.
Bu günah karşılığında elde edilen menfaat maddî olarak ne kadar fazla olursa olsun, işlenen suçun ağırlığına nisbetle son derece önemsiz kalacağından, âyette bu menfaat için “az bir karşılık” tabiri kullanılmıştır.
Bu suretle kutsal değerleri kullanarak çıkar sağlayanların bu sayede yiyip içtikleri şeyler gerçekte cehennem ateşidir.
Allah onları kendisine muhatap almaya değer bulmayacak, onları arındırmayacak ve sonuçta acı bir azaba çarptırarak cezalandıracaktır.
Çünkü onlar, Allah’ın âyetlerini çıkarlarına araç edinerek asıl anlamlarını gizleyecek biçimde yorumlayıp gerçek anlamlarından saptırmak suretiyle dünyevî bakımdan dalâleti hidayete, uhrevî bakımdan da azabı bağışlanma ve kurtuluşa tercih etmiş bulunmaktadırlar.
175. âyetin sonunda “Onlar cehennem ateşine bu kadar mı dayanıklıdırlar ki böylesine ağır günahları işlemeye cesaret edebilmişlerdir!” anlamında bir ifade kullanılarak son derece etkili bir uyarıda bulunulmaktadır.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 261-262
----------
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Kuran‑i Kerim Türkce Meali ve Muhtasar Tefsiri :

Allah'ın indirdiği kitabı, yahudi bilginlerinin yaptığı gibi gizleyenler,

 وَيَشْتَرُونَ بِه۪ ثَمَناً قَل۪يلاً

ve bu gizleme sebebiyle az bir değer, yani ne kadar çok da görünse, işin aslında az olan bir dünya menfaati, para, mal veya makam satın alanlar, kısaca dünya muradına ermek için Allah'ın kitabını veya o kitabın hükümlerini gizleyen ve gerçekleri değiştirenler yok mu?

 اُولٰۤئِكَ

işte onlar,

 مَا يَاْكُلُونَ ف۪ى بُطُونِهِمْ اِلاَّ النَّارَ

karınları dolusu ateşten başka bir şey yemezler.
Bu yüzden aldıkları bedeller, yedikleri şeyler, içlerinde gerçek bir ateş olacak, onları yakacak ve devamlı yakacaktır.
Çünkü şer'i gerçeklerin aksine yapılan her işte manevi bir ateş kıvılcımı vardır.
Onu gizlemek suretiyle elde edilen dünya menfaati, elbette ateşten başka bir şey olmayacaktır.

 وَلاَ يُكَلِّمُهُمُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ

ve kıyamet gününde Allah, onlara söz söylemeyecek, yani rahmetle iltifat etmeyecektir. Çünkü

 وَجَزَآءُ سَيِّئَةٍ سَيِّئَةٌ مِثْلُهَا

“Bir kötülüğün cezası, onun gibi bir kötülüktür.” (Şura, 42/40).
Bunlar ise Allah'ın kelamını gizlediklerinden, ahirette rahmet sözünden mahrum kalacaklardır.

 وَلاَ يُزَكّ۪يهِمْ

Onları tezkiye etmeyecek ve günahlarından temizlemeyecektir.
Mümine yapacağı gibi affından hissedar kılmayacak, oldukları gibi bütün kirlilikleriyle mahşer yerine getirecektir.

 وَلَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

ve bunların hakkı acı veren devamlı bir azabdır.
----------
Seyyid Kutub’un Fî Ẓılâli’l-Ḳurʾân tefsirin de ayet ile ilgili açıklamalar :

Onlar hidayet karşılığında sapıklığı, mağfiret karşılığında azabı satın alanlardır.
Onlar Cehennem ateşine karşı ne kadar da dayanıklıdırlar!
Sebebine gelince; Allah kitabı hakk içerikli olarak indirdi ve bu kitap üzerinde görüş ayrılığına düşenler, gerçekten derin bir anlaşmazlık, uyuşmazlık içindedirler."
Burada yüce Allah'ın indirmiş olduğu kitapta yer alan bazı açıklamaları gizli tutma eylemine yöneltilen kınama, öncelikle yahudiler ile hıristiyanları hedef almıştır.
Fakat ayetin genel karakterli hükmü, bildikleri gerçeği gizleyerek  bu eylemleri karşılığında birkaç para alan bütün dinlerin bağlıları için geçerlidir.
Sözkonusu "birkaç para" ister  gerçeği gizlemek karşılığında elde etmeyi umdukları şahsî bir menfaat olsun, ister gerçeği gizleme karşılığında  kondukları ve eğer doğruyu söylerlerse kaybedeceklerinden korktukları çeşitli kişisel yararlar olsun, isterse dünyanın tümü olsun, farketmez.
Çünkü bu adamların kaybetmiş oldukları Allah rızası ve Ahiret sevabı ile karşılaştırıldığı zaman dünyanın tümü de "bir kaç para"dır.
Kur'an-ı Kerim, bu ayetlerin konusu olan yiyecek maddeleri -helâl ve haram kısımları ile-, konusuna uyumlu olarak bunlar hakkında şöyle buyuruyor:
"Onlar karınlarına (midelerine) ateşten başka birşey indirmiyorlar."
Bu cümlenin gözler önüne serdiği tablo ile daha önceki ilâhi cümlelerin tablosu arasında uyum vardır.
Adamların  gerçeği gizlemenin ve yüce Allah'a iftira atmanın bedeli olarak yedikleri şey, sanki midelerine indirilmiş bir ateştir! 
Onlar sanki aslında ateş yiyor gibidirler! Bu durum Ahirete varacakları zaman gerçekten öyle olacaktır.
Görülecek ki,  orada elbiseleri de yiyecekleri de ateş olacaktır!,
Yüce Allah'ın ayetlerini gizli tutmuş olmalarının cezası olarak Allah onlara ilgi göstermeyecek, kendilerini horlamışlık  ve aşağılanmışlık ile başbaşa bırakacaktır.
Kur'ana Kerim bu ilgisizliği, horlanmayı ve aşağılanmayı şöyle dile getiriyor:
"Allah, Kıyamet günü, onlarla konuşmaz ve kendilerini günahlardan arındırmaz."
Bu ifade, sözkonusu ihmal olgusunu insana somut biçimde algılatacak, .idrak ettirecek canlılıktadır.
Onlarla ne  konuşulacak, ne yüzlerine bakılacak ve ne de günahlarından arındırılıp affedileceklerdir.
Devam ediyoruz: "onları acı bir azap beklemektedir."

Görüntülenme : 858


E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İletişim : Turgut Kuzan [email protected]

Web sitemizi kullanırken karşılaştığınız problemleri, önerilerinizi lütfen e-posta ile iletiniz.